Sözlük

Her geçen gün büyüyen ve güncellenen TDE sözlüğü...

92406 kayıt bulundu.

Sırala
ondalık sayı
Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Payda olarak 10 veya 10'un herhangi bir kuvvetini alan kesirli sayı


ondalık sistem
Anlamı:

1. isim , isim , matematik , matematik , isim , isim , matematik , matematik , Temel birimlerin katları ve askatları, bu birimlerin ondalık kuvvetleri olan uzunluk ve ağırlık ölçümlerinde kullanılan sistem, desimal

2. Tabanı 10 olan normal sayma sayılarından oluşan sistem, desimal


ondalıkçı
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Onda bir pay alarak çalışan kimse


ondan
Anlamı:

1. o sebeple

2. onun tarafında olan (kimse)


önde gelmek
Anlamı:

1. önemli durumda olmak


öndelik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Yapılacak bir hizmet veya satın alınacak bir mal için anlaşmaya göre önceden ödenen miktar, avans

Örnek:

1. Üstelik Dostoyevski bunun için 4500 ruble öndelik almış ama romanı yayıncıya göndereceği gün yazdıklarını beğenmeyerek yırtmıştır.

1. Üstelik Dostoyevski bunun için 4500 ruble öndelik almış ama romanı yayıncıya göndereceği gün yazdıklarını beğenmeyerek yırtmıştır.


önden çekişli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Motor gücü sadece ön tekerleklere aktarılan (taşıt)


önder
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Gücü, ünü ve toplumsal yeri dolayısıyla, belli zaman ve durumlar içinde, ilişkili bulunduğu küme veya toplumun tutum, davranış ve etkinliklerini değiştirip yönetme yeteneğini gösteren kimse, lider, şef, alemdar


önderlik
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Önder olma durumu, öncülük, liderlik

Örnek:

1. Bu önderliği onların yapması daha doğru olmaz mı?

1. Bu önderliği onların yapması daha doğru olmaz mı?

2. Öndere yakışır davranış, öncülük, liderlik


Ondokuzmayıs
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Samsun iline bağlı ilçelerden biri


Özel: Evet

Telaffuz : o'ndokuzmayıs

ondörtlük
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , On dört mermi atan bir tabanca türü


Telaffuz : o'ndörtlük

ondüle
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Dalgalı, kıvrımlı, kıvrılmış


Lisan : Fransızca ondulé

ondüleli
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ondülesi olan

Örnek:

1. İri yarı, saçları ondüleli, mavi gözlü bir kadın.

1. İri yarı, saçları ondüleli, mavi gözlü bir kadın.


ondülesiz
Anlamı:

1. sıfat , sıfat , sıfat , sıfat , Ondülesi olmayan


ondurma
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Ondurmak işi


ondurmak fiil
Anlamı:

1. -i , -i , -i , -i , Onmasını sağlamak, iyiye döndürmek

Örnek:

1. Onu, ağına düşmüş bir av gibi ne öldürdü ne ondurdu.

1. Onu, ağına düşmüş bir av gibi ne öldürdü ne ondurdu.


öne almak
Anlamı:

1. bir şey veya bir kimseye öncelik tanımak

Örnek:

1. Sıraya koyunca en önemlisini öne almak lazım geldi.

1. Sıraya koyunca en önemlisini öne almak lazım geldi.


öne çıkmak
Anlamı:

1. diğerlerinden daha iyi olmasından dolayı dikkat çekmek


öne düşmek
Anlamı:

1. önden yürümek

2. kılavuzluk etmek

Örnek:

1. Siz öne düşün. Ne derseniz onu deriz.

1. Siz öne düşün. Ne derseniz onu deriz.


öne sermek
Anlamı:

1. ortaya koymak, meydana çıkarmak, göstermek

Örnek:

1. Yendiğimiz orduların bize üstün gelişi, bu çok acı hakikati önümüze serdi.

1. Yendiğimiz orduların bize üstün gelişi, bu çok acı hakikati önümüze serdi.


öne sürmek
Anlamı:

1. birini ilk önce harekete geçmesi için önermek

2. ileri sürmek


onejit
Anlamı:

1. isim , isim , mineraloji , mineraloji , isim , isim , mineraloji , mineraloji , Hidratlı doğal oksit


Lisan : Fransızca onégite

önel
Anlamı:

1. isim , isim , hukuk , hukuk , isim , isim , hukuk , hukuk , Mehil


önem
Anlamı:

1. isim , isim , isim , isim , Bir şeyin nitelik veya nicelik bakımından değeri olma durumu, ehemmiyet

Örnek:

1. Karacaoğlan'ı okudukça deyişin önemini daha iyi anlarız.

1. Karacaoğlan'ı okudukça deyişin önemini daha iyi anlarız.


önem vermek
Anlamı:

1. değer vermek, önemli saymak

Örnek:

1. Mustafa Kemal'in hareketine gittikçe daha çok önem vermektedir.

1. Mustafa Kemal'in hareketine gittikçe daha çok önem vermektedir.